Zeytin hasadına başlayan birçok üretici, yemeklik tane zeytin satışlarından beklediği getiriyi elde edemedikleri konusunda sitemde bulunuyor.
Piyasalarda henüz belirsizlik sürerken, yemeklik zeytin kilogram fiyatları ortalama 30-35 aralığında seyrederken kalitesine göre 25 ile 50 lira arasında değişiklik gösteriyor. Ancak fiyatlar netleşmediği için üreticiler de ne yapacaklarını bilemez halde olduklarını belirtiyor. Tane zeytin satışlarının tatmin edici olmaması, üreticileri endişelendiriyor.
Zeytin üreticilerinin bu zorluğu sadece satış fiyatlarındaki belirsizlikten kaynaklanmıyor. *Mazot, *Sulama, * ilaçlama, * gübreleme ve işçilik maliyetlerindeki artış da üreticilerin elini zayıflatıyor.
Sulama maliyetlerinin hızla artması, özellikle kuru tarım yapılan bölgelerdeki zeytin üreticilerini olumsuz etkilerken,
Gübreleme ve ilaçlamada yaşanan fiyat dalgalanmaları ise zeytin ağaçlarının bakımı için gereken harcamaları yükseltiyor.
Mazot fiyatlarındaki artış da bu yükü daha da ağırlaştırıyor. Birçok üretici, zeytinlerini dalında bırakma tehlikesiyle karşı karşıya kalacakları konusunda endişeli.
Bir başka sorun ise *Günlük işçi yevmiyeleri. Bu yıl işçi ücretlerinin 1.000 ile 1.200 lira arasında değişmesi, üreticilerin işçilik maliyetlerini artırırken. Yevmiye maliyetlerinin bu denli yüksek olması, üreticilerin birçoğunu hasat döneminde işçi bulamama sıkıntısıyla baş başa bırakıyor.
Bu da onları, tane zeytin satmak yerine, zeytinleri sıkıma gönderip yağ üretimine yönelmeye zorlayacağı konusunda düşündürüyor. Ancak zeytinyağı üretimi de bir çözüm olmaktan uzak; sıkım masrafları ve piyasa koşulları nedeniyle üreticiler bu alanda da umduklarını bulamıyorlar.
Geçtiğimiz sezon 270-300 lira bandına kadar yükselen zeytinyağı fiyatları 180-200 lira bantlarına gerilemesi henüz üreticinin beklentisini karşılamıyor.
Tarım ve Orman Bakanlığımızın son dönemde açıkladığı tarımsal destekler üreticilere bir nebze nefes aldırabilir.
**Dekar başına sağlanan mazot ve gübre desteğinin peşin ödenecek olması ile birlikte **Zeytin ve zeytinyağı kilogramına verilen fark ödemeleri, üreticilerin yükünü hafifletmeyi amaçlıyor. Ayrıca sertifikalı fidan kullanımı ve organik sertifikalı üretim gerçekleştirilmesi durumunda destek oranları artıyor. Ancak bu destekler, artan maliyetler ve belirsiz piyasa koşulları karşısında henüz belirsizliğini koruyor.
Uzun vadeli çözüm olarak, üreticilerin mekanizasyona, modern sulama yönetmelerine yönlendirilmesi ve tarımsal girdi maliyetlerinin azaltılmasına yönelik projelere destek verilmesi de büyük önem taşıyor.
[article id=”5228″ color=”bg-primary”][/article]