Ulu kurt, Geç Pleyistosen ve Erken Holosen dönemlerinde Kuzey ve Güney Amerika’da yaşamış bir yırtıcı hayvandır. Yaklaşık 125 bin ila 9 bin 500 yıl önce varlık göstermiştir. Bu tür, kurtlara benzemesine rağmen daha büyük kafatası, güçlü çene yapısı ve kemik kırmaya uygun dişleri ile dikkat çeker. Fosil kayıtlarına göre, ulu kurt büyük memelilerle beslenmiştir ve bazen “korkunç kurt” olarak da adlandırılmaktadır.
Ulu Kurt Nasıl Hayata Getirildi?
Araştırmacılar, fosil DNA’larından elde edilen genetik materyalleri modern gen taşıyıcılarıyla birleştirerek bu antik türü yeniden canlandırmayı başardı. Bu süreçte CRISPR-Cas9 gibi ileri düzey gen düzenleme teknolojileri kullanıldı.
Sonuç olarak, üç yavru ulu kurt dünyaya getirildi ve bu yavrulara Romulus, Remus ve Khaleesi isimleri verildi. Yeniden doğan ulu kurtlar, laboratuvar ortamında gözlem altında tutuluyor.
Evet, ulukurtun yeniden hayata döndüğü bilgisi gerçektir ve bilim dünyasında büyük bir heyecan yaratmıştır. Bu gelişme, genetik mühendislik ve biyoteknoloji alanında önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.