Türkiye’de Sabre’nin kullanım oranı %35 civarındadır. Aynı şekilde, Amadeus %45 ile Türkiye pazarında lider konumdadır, Galileo ise %15’lik bir pazar payına sahiptir.
Türkiye’de TÜRSAB (Türkiye Seyahat Acentaları Birliği) üyesi yaklaşık 15.000 seyahat acentesi bulunmaktadır. Bu acenteler, Türkiye’nin turizm faaliyetlerinde önemli bir yer tutmakta ve turizm sektörünün büyük bir bölümünü oluşturmaktadır. Bu seyahat acentelerinin çoğu, Sabre gibi küresel dağıtım sistemlerini (GDS) kullanarak havayolu rezervasyonları yapmaktadır.
Bu nedenle, THY ile Sabre arasındaki mevcut anlaşmazlık, özellikle Sabre’yi kullanan acentelerin işlerini doğrudan etkileyebilir. Bu durum, acentelerin müşterilerine THY biletlerini sunmakta zorlanmasına ve sonuç olarak gelir kayıplarına yol açabilir.
*1 Eylül’de THY biletlerine erişim sağlanamayacak!*
Bu anlaşmazlık çözülmezse 1 Eylül 2024 itibarıyla Sabre platformunda THY biletlerine erişim sağlanamayacaktır.
Bu durum, Sabre platformunu kullanan seyahat acenteleri ve yolcular için önemli sorunlar yaratabilir. Sabre’yi kullanan acenteler, THY biletlerine ulaşmakta zorluk yaşayacak ve bu da yolcuların bilet rezervasyonu yapmasını zorlaştıracak. Bu gelişmeler, hem seyahat acenteleri hem de yolcular için ciddi aksamalara yol açabilir.
*Örneği var : 2015 Lufthansa Krizi!*
Bu tür anlaşmazlıkların sonuçlarına dair geçmişte yaşanan bir örnek, Lufthansa ile Amadeus arasında 2015 yılında yaşanmıştı. Lufthansa, GDS sağlayıcılarının rezervasyon başına aldığı yüksek ücretlere karşı çıkarak, Amadeus gibi sistemler üzerinden yapılan rezervasyonlara ek bir “GDS ücreti” uygulamaya başlamıştı. Bu durum, Amadeus ile Lufthansa arasında ciddi bir gerilime neden olmuş ve bazı seyahat acenteleri ile yolcular için zorluklar yaratmıştı. Bu örnek, THY ile Sabre arasında yaşanan mevcut durumun ciddiyetini daha da ortaya koyuyor. Anlaşmazlıklar çözüme kavuşturulmazsa, hem havayolu şirketlerinin hem de seyahat acentelerinin ciddi mali ve operasyonel zorluklarla karşılaşabileceğini gösteriyor.
*Kriz Türkiye imajını da sarsabilir!*
Bu anlaşmazlık, Türkiye’nin uluslararası imajını da olumsuz etkileyebilir. THY’nin biletlerine erişimin kısıtlanması, Türkiye’nin küresel ölçekte güvenilir bir seyahat destinasyonu olarak algılanmasını zayıflatabilir. Turist sayısındaki olası düşüş, Türkiye’nin turizm gelirlerinde azalmaya yol açabilir ve bu da ekonomik daralmayı beraberinde getirebilir. Türkiye’nin havacılık sektöründeki rekabet gücünü zayıflatması ise, uluslararası pazarlarda ülkenin rekabetçiliğini olumsuz etkileyebilir.
Bu anlaşmazlığın Türkiye’nin imajına verebileceği zararlar birkaç temel başlık altında toplanabilir:
1. Uluslararası Güven ve Prestij Kaybı: THY, Türkiye’nin uluslararası alandaki en tanınmış markalarından biridir. THY’nin biletlerine erişimin kısıtlanması, uluslararası yolcular arasında güvensizliğe yol açabilir. Bu durum, Türkiye’nin küresel ölçekte güvenilir bir seyahat destinasyonu olarak algılanmasını zayıflatabilir.
2. Turizm Sektörüne Olumsuz Etki: Türkiye, büyük ölçüde turizm gelirlerine bağımlı bir ülkedir. THY’nin küresel dağıtım kanallarında yer alamaması, turist sayısında düşüşe yol açabilir. Bu da Türkiye’nin turizm gelirlerinde ciddi bir azalma ve dolayısıyla ekonomisinde bir daralma anlamına gelebilir.
3. Rekabet Gücünün Zayıflaması: Türkiye’nin havacılık sektöründeki rekabet gücü, THY’nin uluslararası pazarlarda etkin olmasıyla doğrudan ilişkilidir. Sabre gibi büyük bir GDS platformunda THY biletlerine erişim sağlanamaması, THY’nin rekabet gücünü zayıflatır ve Türkiye’nin havacılık sektöründeki lider konumunu tehdit eder.
4. Yolcu Memnuniyetsizliği ve Alternatiflere Yönelme: THY biletlerine ulaşamayan yolcular, alternatif havayolu şirketlerine yönelmek zorunda kalabilir. Bu, uzun vadede THY’ye olan bağlılığı zayıflatabilir ve yolcuların farklı havayollarına geçiş yapmasına yol açabilir. Bu da Türkiye’nin uluslararası alandaki rekabetçiliğini olumsuz etkileyebilir.
5. Diplomatik İlişkilere Etki: THY, Türkiye’nin uluslararası diplomatik ve ekonomik ilişkilerinde de önemli bir araçtır. Anlaşmazlıklar, Türkiye’nin uluslararası arenada gücünü ve etkinliğini azaltabilir, bu da diplomatik ilişkilerde dolaylı olarak olumsuz etkilere yol açabilir.
*Ekonomik Boyut:*
Türkiye’nin turizmden elde ettiği yıllık gelirlerin önemli bir kısmı uluslararası yolculardan geliyor ve bu gelirler, ülkenin cari açığının kapatılmasında kritik bir rol oynuyor. THY’nin bu tür bir krizle karşı karşıya kalması, ülkenin ekonomik istikrarını doğrudan etkileyebilir.
*Yolcu Perspektifi:*
Yolcular, alternatif havayolu şirketlerine yönelmek zorunda kalabilir ve bu da onların seyahat planlarını olumsuz etkileyebilir. Özellikle sık seyahat edenler için bu kriz, büyük bir memnuniyetsizlik yaratabilir.
*Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi:*
THY’nin uluslararası hava yollarındaki güçlü konumu, Türkiye’nin diplomatik ve ekonomik ilişkilerinde de önemli bir araçtır. Bu tür bir kriz, Türkiye’nin uluslararası ilişkilerdeki gücünü ve etkinliğini azaltabilir.
*Acil Çözüm Gerekliliği*
THY ile Sabre arasında yaşanan bu anlaşmazlık, yalnızca iki tarafı değil, Türkiye’nin turizmden elde ettiği gelirleri, uluslararası itibarını ve havacılık sektöründeki lider konumunu tehdit eden büyük bir sorundur. Bu nedenle, bu sorunun bir an önce çözülmesi hem Türkiye’nin gelecekteki ekonomik istikrarı hem de uluslararası ilişkilerinin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesi açısından hayati önem taşımaktadır.
*Turizm Bakanlığı, TÜRSAB* ve diğer ilgili kurumlar, bu krizi çözmek için derhal harekete geçmeli, tüm tarafları masaya oturtarak yapıcı bir diyalog geliştirilmesini sağlamalıdır.
Aydın AVCI
[article id=”5232″ color=”bg-primary”][/article]