başlıkta’da gördüğünüz üzere On iki adaların en büyüklerinden olan Kos adası , Diğer adıyla İstanköy, Bodrum yarımadasının sadece 8mil uzağındadır. 32000 yaşıyanı olmasına rağmen yılda bir milyona yakın turiste ev sahipliği yapmaktadır,Bu yıl kapı vize uygulaması ile yüzde ellisini türkler temsil ediyor. Ege Denizi’nde Türkiye’ye en yakın Yunan Adası’dır.
Kos Adasın’nda doğmuş ve sonrasında Anadolu’nun kuzeyini gezerek çalışmalarını sürdürmüş olan Hipokrat Kos Adası’nın tıp biliminde de duyulmasını sağlamıştır. Adada yaşayan halkın pandemi öncesi %10 Türk’tür. Pandemi sonrası bu oran %20 çıktı. Kos Adasının Şarpları, Zeytinyağı ve baharatları ile zenginlikleri bulunan ada bir dönem Büyük İskender’in zamanında elde edilen ganimetlerin deposu olarak kullanılmaktadır.
Kos Adası bir dönem hekim, Hipokrat, ressam Apelles şair Philates ve Theocritu Prenslerin eğitimi almak için geldikleri bir merkez olmuştur.
1500’lü yıllarda Türklerin hakimiyetinde olan Kos Adası, 1912′ de İtalyan,II. Dünya Savaşı’nda Almanlarca idare edildi.1947 yılında ise Kos Adası tamamen Yunanistan’a bırakıldı.
Kos Adası’nda uygulanan ana din iseYunan Ortodoksluğu’dur. Ayrıca Kos Müslüman toplumuna hitap eden bir camiye sahiptir. Adada bulunan Roma Katolik Kilisesi yanı sıra ikinci Dünya Savaşı’nda ortadan kaldırılan bir Sinagog da bulunur.
Tarihi Kalıntılar bu modern tatil merkezi ile içiçe geçmiştir. Antik Roma Agorası antik tapınak ve bir bazilikasıyla harabeler, adaya gelen turistlerin en çok ilgi duyduğu alanlardır. 2400 yıl önce gölgesinde Hipokrat’ın öğrencilerine ders anlattığına inanılan Hipokrat Ağacı’da Kos Adası’nın karakteristik bir yerini teşkil eder.
Hipokrat’ın ilk hastanesi olarak bilinen kalıntılar da adanın görülecek yerlerindendir. Bir hastahane Asklipion bölgesindedir. Burası Hipokrat’ın ölümünden sonra sağlık tanrısı Asklepios’a adanarak kurulmuştur. Burada tanrının adına inşa edilmiş bir tapınak,tıp okulu ve Apollo sunağı kalıntıları vardır.Antik zamanlarda dünyada sadece üç adet bulunan bu hastahaneler her yerde insan tedavi olmak ve öğrenci olmak için geldiği bilinmektedir.
Kos Adası ‘nda bir başka tarihi mekan da bir zamanlar 26 odası ve 3 yüzme havuzu olan evin yerlerinde de aslanlar, leopar ve yunus gibi deniz yaratıkları motifli mozaikler bulunan 1800 yıllık Roma villası olan Casa Romana’dır.
Ayrıca Kos Adası’nda bir Arkeloji müzesi de bulunur.Bu müzede bir çok tarihi, eseri yanında Hipokrat’ın mermerden bir heykeli de var.
Özgürlük Meydanı olarak bilinen Pladia Elefteria,adada yetişen çeşitli baharatlar domates tatlısı ve kırmızı peynir bulunan Agora Pazaryeri gezilecek yerler arasındadır.
Kos Adası’nın ana endüstrisi turizmdir. Tarım en önemli ikinci gelir kaynağıdır. Buğday ve Mısırın yanı sıra ana ekin üzüm, incir, zeytin badem domatestir.
Mor ve pembe begonviller ile süslü binalar ve sokaklar adaya muhteşem bir dekor verir Antik Kos paralarının simgesi olan karides deniz ürünlerinin Yunan mutfağındaki önemini anlatması için yeterli denilebilir.
Birbirinden güzel plajları bulunan Kardemena,Kefalos, Tigaki,Antimachia, Mastihar,Marmari ve Pyli gibi koyları Kos Adası’nın en bilinenleridir.
Nafklirou adı verilen barlar sokağı oldukça kalabalık,canlı ve renkli bir sokaktır. Yunan gecelerinin en güzel örneklerini Zia’daki Tavernalarda bulabilirsiniz.
Türklerin yoğun olarak yaşadığı Platania(Çınarlı) Mahallesi aynı zamanda adanın lezzet üssü” durumundadır.
Sahibi güleç yüzlü Mihailis’in eski bir Türk evini restore ederek yarattığı restorantın bahçesi de çok güzel.Hoş bir müzik eşliğinde Grek salatası(Beyaz peynirli çoban salata) sarmısaklı karides ve ızgarası somon yiyebilirsiniz.
Salaş ama yemekleri güzel bir balıkçı istiyorsanız sahilde Averof caddesindeki niclthe Fisherman’a gidin.Bu arada eski bir Türk hamamı da Kos’ta Hamam Oriental adıyla cafe ve bar olarak hizmet veriyor.
Platani,Türk mahallesi olarak geçiyor, burada Neriman ile Mustafa ‘nın tavernasından tutun Geleneksel Türk yemekleri sloganlı Memiş’in restoranına kadar karnınızı doyurabileceğini çok sayıda mekan var. Mönülerinde lahmacun, börek,iskender, Adana ve Urfa kepap da bulunuyor,
Alışveriş ve Kültür ; KOS MERKEZ’DE….. Dinlenme ve Sakinlik ; MASTİHARİ’DE Eylence ve Çapkınlık: KARDEMENA’DA…
Gezmek güzel şey…. Keyifli şey…. Yunan Adalarını gezmek de apayrı bir keyif…. Aşk Macera Umut….
Siz hangisini yaşamak isterseniz ….. Yolunuz açık olsun, İyi tatiller diyerek …….
SONUÇ ŞU:
Turizm , geçtiğimiz yüzyılın ortalarından itibaren bütün ülkelerde önde gelen sektörlerin başında yer alıyor, Türkiyede’ki Adalarda öyle
Turizm faaliyetleri dünya ekonomisine %10 ‘dan fazla katkı sağlıyor. Dünya çapında toplam istihdamın %10’ndan fazlası turizm sektöründe yer alıyor.Pek çok ülke ve şehirde ekonomik faaliyetlerin en başında turizme yönelik mal ve hizmet akışı yer alıyor. Dünya Turizm Örgütü başka ülkeleri ziyaret edenlerin sayısını 2000 yılından bu yana 675 milyondan 1.4 Milyara çıktığını açıkladı. Birkaç yıl içinde bu rakam 2 Milyara ulaşacağını tahmin ediliyor. Turizm ülke ekonomilerindeki bu payı her geçen yıl daha da artıyor.Bu özellikleri nedeniyle sektör artık seyahat endüstrisi” kavramıyla anılıyor.
Adalar’da durum yukarda bazılarını sıraladığımız örneklere benzer sorunlar yaşıyor. Neredeyse 20 milyona yaklaşan bir yerleşik nufus barındıran İstanbul’da eksikliği en çok hisedilen sosyalleşme mekanların başında rekreasyon alanları geliyor.Kent sakinleri zaman zaman nefes alabilecekleri yerlerin sınırlı olması var olan merkezlere yoğun ilgininde kaynağı teşkil ediyor.
Adalar bu nedenle İstanbul’dan yönelen çok yoğun bir ziyaretçi akınının hedefi haline geliyor. Bu yüzden Belirli günlerde yerleşik nufusun bir kaç katına ulaşan ziyaretçi sayısı ile başa çıkmak neredeyse olanaksız oluyor.
[article id=”5169″ color=”bg-primary”][/article]