Kos Adası, diğer adıyla İstanköy…

Değerli  Aydın Post  okuyucuları   bu   hafta    Türkiyede’ki Adalarımızı   yazmaya karar verdiğimde ,   Adalarımız’ı  yakından ilgilendiren  sorunlar çözümsüzlük içinde  devam  ediyor; hayvan yasası,  azmanbüsler, imar  kanunları,  kontrolsüz turizm  ve dolayısıyla  rant/ kazanç  sevdası ile  Adalar’ı  şehirleşmeye, betonlaşmaya, tarihi  ve kültürel dokusunu kaybetmeye,yozlaşmaya zorlayan girişimleri,gördükten sonra

başlıkta’da  gördüğünüz  üzere   On iki adaların  en  büyüklerinden olan Kos adası  , Diğer adıyla İstanköy,  Bodrum yarımadasının  sadece 8mil uzağındadır. 32000 yaşıyanı olmasına  rağmen  yılda  bir  milyona yakın  turiste ev sahipliği yapmaktadır,Bu  yıl kapı  vize uygulaması ile  yüzde  ellisini türkler temsil ediyor. Ege  Denizi’nde  Türkiye’ye  en yakın Yunan Adası’dır.

Kos  Adasın’nda doğmuş ve sonrasında Anadolu’nun  kuzeyini gezerek çalışmalarını  sürdürmüş olan Hipokrat Kos Adası’nın  tıp  biliminde de  duyulmasını sağlamıştır.  Adada  yaşayan  halkın   pandemi öncesi %10  Türk’tür. Pandemi  sonrası bu  oran %20  çıktı. Kos Adasının  Şarpları, Zeytinyağı ve  baharatları ile zenginlikleri   bulunan  ada  bir  dönem  Büyük İskender’in  zamanında elde edilen ganimetlerin  deposu  olarak kullanılmaktadır.

Kos Adası  bir  dönem  hekim, Hipokrat, ressam Apelles şair  Philates ve Theocritu  Prenslerin eğitimi almak  için  geldikleri bir merkez  olmuştur.

1500’lü yıllarda Türklerin hakimiyetinde olan Kos Adası, 1912′ de  İtalyan,II. Dünya  Savaşı’nda  Almanlarca  idare edildi.1947  yılında  ise  Kos Adası  tamamen  Yunanistan’a  bırakıldı.

Kos Adası’nda uygulanan  ana din  iseYunan  Ortodoksluğu’dur.   Ayrıca  Kos  Müslüman toplumuna  hitap  eden  bir  camiye  sahiptir. Adada  bulunan  Roma  Katolik Kilisesi  yanı  sıra   ikinci  Dünya  Savaşı’nda  ortadan  kaldırılan  bir  Sinagog da  bulunur.

Tarihi  Kalıntılar  bu modern tatil merkezi ile  içiçe  geçmiştir. Antik  Roma  Agorası  antik tapınak ve  bir  bazilikasıyla  harabeler, adaya gelen  turistlerin en  çok ilgi  duyduğu  alanlardır.  2400  yıl önce  gölgesinde  Hipokrat’ın  öğrencilerine  ders anlattığına inanılan  Hipokrat Ağacı’da  Kos  Adası’nın  karakteristik  bir yerini  teşkil eder.

Hipokrat’ın  ilk hastanesi   olarak  bilinen  kalıntılar da  adanın  görülecek  yerlerindendir. Bir  hastahane  Asklipion   bölgesindedir.  Burası  Hipokrat’ın  ölümünden  sonra  sağlık  tanrısı  Asklepios’a  adanarak  kurulmuştur.  Burada  tanrının  adına  inşa  edilmiş  bir tapınak,tıp  okulu  ve Apollo sunağı  kalıntıları vardır.Antik  zamanlarda  dünyada sadece  üç adet  bulunan  bu  hastahaneler  her  yerde  insan tedavi  olmak  ve öğrenci  olmak için  geldiği bilinmektedir.

Kos Adası ‘nda bir  başka  tarihi mekan  da  bir  zamanlar   26  odası  ve 3  yüzme havuzu   olan  evin  yerlerinde  de aslanlar,  leopar ve  yunus  gibi  deniz  yaratıkları  motifli mozaikler  bulunan 1800  yıllık  Roma villası olan  Casa Romana’dır.

Ayrıca  Kos Adası’nda  bir  Arkeloji müzesi  de  bulunur.Bu müzede  bir çok  tarihi, eseri yanında  Hipokrat’ın  mermerden  bir  heykeli de  var.

Özgürlük Meydanı  olarak  bilinen  Pladia  Elefteria,adada  yetişen  çeşitli baharatlar  domates  tatlısı ve kırmızı peynir  bulunan  Agora  Pazaryeri  gezilecek  yerler  arasındadır.

Kos  Adası’nın  ana endüstrisi   turizmdir. Tarım en  önemli  ikinci gelir  kaynağıdır.  Buğday  ve Mısırın  yanı  sıra  ana ekin  üzüm, incir, zeytin  badem  domatestir.

Mor  ve pembe  begonviller ile süslü  binalar  ve sokaklar  adaya  muhteşem  bir  dekor  verir  Antik Kos  paralarının simgesi  olan  karides deniz  ürünlerinin   Yunan  mutfağındaki   önemini  anlatması  için  yeterli  denilebilir.

Birbirinden  güzel  plajları  bulunan  Kardemena,Kefalos, Tigaki,Antimachia, Mastihar,Marmari ve Pyli  gibi  koyları  Kos Adası’nın  en  bilinenleridir.

Nafklirou adı  verilen  barlar  sokağı  oldukça  kalabalık,canlı  ve renkli  bir  sokaktır. Yunan gecelerinin  en güzel  örneklerini  Zia’daki Tavernalarda  bulabilirsiniz.

Türklerin  yoğun  olarak  yaşadığı  Platania(Çınarlı) Mahallesi aynı  zamanda adanın  lezzet  üssü” durumundadır.

Sahibi güleç  yüzlü Mihailis’in  eski  bir  Türk evini  restore  ederek  yarattığı restorantın  bahçesi de  çok  güzel.Hoş  bir müzik  eşliğinde  Grek salatası(Beyaz peynirli çoban  salata)  sarmısaklı  karides ve ızgarası  somon  yiyebilirsiniz.

Salaş ama yemekleri  güzel  bir  balıkçı istiyorsanız  sahilde  Averof  caddesindeki niclthe Fisherman’a  gidin.Bu  arada  eski  bir  Türk  hamamı  da  Kos’ta  Hamam  Oriental  adıyla cafe ve bar  olarak hizmet   veriyor.

Platani,Türk  mahallesi  olarak  geçiyor, burada Neriman ile Mustafa ‘nın  tavernasından  tutun  Geleneksel  Türk  yemekleri sloganlı Memiş’in  restoranına kadar  karnınızı  doyurabileceğini  çok  sayıda  mekan  var. Mönülerinde  lahmacun, börek,iskender, Adana  ve Urfa   kepap da   bulunuyor,

Alışveriş  ve Kültür ;    KOS   MERKEZ’DE…..      Dinlenme  ve Sakinlik ;  MASTİHARİ’DE   Eylence  ve Çapkınlık:  KARDEMENA’DA…

Gezmek  güzel  şey….   Keyifli şey….   Yunan Adalarını gezmek  de  apayrı  bir  keyif….  Aşk  Macera Umut….

Siz   hangisini    yaşamak  isterseniz …..   Yolunuz  açık  olsun, İyi  tatiller    diyerek …….

SONUÇ  ŞU:

Turizm ,  geçtiğimiz  yüzyılın   ortalarından   itibaren  bütün  ülkelerde önde  gelen  sektörlerin başında yer  alıyor,  Türkiyede’ki  Adalarda   öyle

Turizm  faaliyetleri  dünya ekonomisine  %10 ‘dan   fazla  katkı sağlıyor.   Dünya çapında  toplam istihdamın  %10’ndan fazlası  turizm  sektöründe  yer  alıyor.Pek çok ülke   ve  şehirde  ekonomik faaliyetlerin  en  başında  turizme yönelik   mal  ve  hizmet  akışı    yer  alıyor.  Dünya   Turizm Örgütü  başka ülkeleri    ziyaret  edenlerin   sayısını    2000   yılından  bu  yana   675   milyondan  1.4   Milyara   çıktığını  açıkladı.  Birkaç   yıl içinde   bu  rakam    2   Milyara ulaşacağını   tahmin   ediliyor.  Turizm  ülke     ekonomilerindeki    bu    payı    her   geçen     yıl     daha  da   artıyor.Bu    özellikleri  nedeniyle sektör     artık  seyahat    endüstrisi”  kavramıyla   anılıyor.

Adalar’da   durum    yukarda   bazılarını    sıraladığımız   örneklere  benzer  sorunlar  yaşıyor. Neredeyse   20   milyona   yaklaşan      bir  yerleşik nufus  barındıran  İstanbul’da     eksikliği  en  çok     hisedilen   sosyalleşme  mekanların  başında rekreasyon  alanları  geliyor.Kent    sakinleri    zaman  zaman    nefes   alabilecekleri   yerlerin  sınırlı  olması    var olan  merkezlere  yoğun    ilgininde     kaynağı  teşkil  ediyor.

Adalar  bu  nedenle   İstanbul’dan  yönelen  çok  yoğun   bir  ziyaretçi akınının hedefi  haline  geliyor.  Bu  yüzden   Belirli  günlerde    yerleşik  nufusun   bir  kaç  katına  ulaşan  ziyaretçi   sayısı  ile   başa  çıkmak    neredeyse      olanaksız  oluyor.

[article id=”5169″ color=”bg-primary”][/article]