Kamulaştırma bedel tespit davalarında faiz sorunu

            Kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davalarda;

–        Davanın dört (4) ay içinde sonuçlandırılaması,

–        Eğer bu sürede sonuçlanmaz ise tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren kanuni faiz işletilmesi,

–        Son olarak bu bedelin davanın açıldığı tarihine göre tespit edilmesi esası benimsenmiştir.

            Ancak kamulaştırma bedel tespiti davalarının iki (2) yıl ya da daha uzun süreler devam ettiği nazara alındığında taşınmaz sahipleri açısından büyük mağduriyetler meydana gelmiştir.

            Kamulaştırma yapan devlet kurumları tarafından kamulaştırma bedellerinin;

–        Geç ödenmesi,

–        Dava tarihine göre ödenmesi,

–        Ve ödenen bedelin enflasyon oranları altında bir faiz oranı ile ödenmesinin mülkiyet hakkını ihlal ettiği ve kamu düzeni bozduğu sabittir.

            Bu çerçevede 2023 yılında Anayasa Mahkemesinin 05/04/2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı Kararı ile; “Kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılamaması hâlinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren kanuni faiz işletilir” hükmü iptal edilmiştir.

            Anayasa Mahkemesi kararının ilgili kısmı;

            “…

            23. İtiraz konusu kuralla geç ödenen kamulaştırma bedeli için sadece kanuni faiz ödeneceği belirtilmiştir. Enflasyon nedeniyle uğranılacak ve kanuni faizi aşan zararlarla ilgili herhangi bir düzenlemeye ise yer verilmemiştir. Özellikle yüksek enflasyonist dönemlerde devletin kamulaştırma nedeniyle borçlu olduğu tutar ile alacaklı hak sahibi tarafından nihai olarak alınan tutar arasındaki enflasyon nedeniyle oluşan değer kayıplarını gidermek mümkün olmayacaktır. Dolayısıyla hak sahibinin kamulaştırılan taşınmazının bedelini gerçek karşılık ölçütüne uygun olarak aldığından da söz edilemez.

 

            24. Öte yandan idare tarafından açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasında kamulaştırma bedeli dava tarihi itibarıyla belirlenmektedir. Ancak itiraz konusu kuralla faizin başlangıç tarihi yargılamanın dördüncü ayının sona erdiği tarih olarak belirlenmiştir. Bu durumda kamulaştırma bedelinin fiilen tahsis, kamulaştırılmış sayılma ve kamulaştırmaya esas rayiç bedelin belirlendiği tarihten daha sonraki bir tarihte ödenmiş olacağı ve bedelin belirlendiği tarihle faizin başlangıç tarihi arasındaki dört aylık bir sürede hak sahibinin enflasyon etkisiyle makul olanın ötesinde bir ekonomik kaybının oluşabileceği açıktır.

 

            25. Bu itibarla anılan anayasal ögeleri dikkate almayan ve gerçek karşılık anayasal ölçütünü karşılamayan kural, Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen, sınırlamanın Anayasa’nın sözüne aykırı olamayacağı hükmüne aykırılık teşkil etmektedir.

 

            26. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 13., 35. ve 46. maddelerine aykırıdır. İptali

Gerekir. …” şeklindedir.

            Bu noktada Anayasa Mahkemesi de gelinen noktada Anayasa Mahkemesi 2022/83 Esas 2023/69 Karar ve 05/04/2023 tarihli iptal kararı ile faiz tedbirinin kamulaştırma bedelinin yargılama süresince meydana gelecek kayıpları onarmaya yetmeyeceğini kabul etmiştir.

            Dava tarihine göre hesaplanacak bedele, belli bir süre geçtikten sonra faiz işletilmesi, faizin oranı ne olursa olsun içinde bulunduğumuz günler gibi yüksek enflasyonun hâkim olduğu dönemlerde çare olmayacaktır.  Yüksek enflasyon ne yazık ki ülkemizin bir gerçeğidir.

            Ancak Anayasa Mahkemesi her ne kadar mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ve yüksek enflasyonist dönemlerde oluşan mağduriyete dikkat çekmiş olsa da yerel mahkemelerin halen adi kanuni faize hükmettiği görülmektedir.

[article id=”5127″ color=”bg-primary”][/article]