İstanbul dünyanın en önemli ticaret merkezlerinden biri. Ömrümü verdiğim bu şehirde çok değerli dostlar edindim. Kumbaramda biriktirdiğim dostlarımdan biri de İTHİB Başkanı Yüksek Mühendis Sn. Ahmet Öksüz. Kardeşi Sn. Hanefi Öksüz’le birlikte Maren Maraş Elektrik Üretim Sanayi ve Tic. A.Ş ile Kipaş Holding’de yönetim kurulu başkanlığı yapıyorlar ve Türkiye’de sayısız yatırımları var. Sadece Aydın’daki yatırımlarının miktarı 4 milyar dolar.
Röportajda Türk tekstilini, 80 milyar dolarlık ihracatta İTHİB’in rolünü, Türkiye’nin pamuk üretimini ve Sn. Başkanın Aydın ve pamuk üretimiyle ilgili düşüncelerini okuyacaksınız.
· Ahmet Gözen: Sn. Ahmet Öksüz, kendinizi tanıtır mısınız?
· Sn. Ahmet Öksüz: Ahmet Ağabey, İTHİB’in Başkanıyım. 1970 Kahramanmaraş doğumluyum. Maren’in ve Kipaş Holding’in Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısıyım. İstanbul Kabataş Erkek Lisesi’ni ve Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nü bitirdim.
Mastırımı 1933 yılında Florida Üniversitesi’nde tamamladım. Aynı yıl, tekstil başta olmak üzere birçok alanda faaliyet gösteren Maren’de ve Kipaş Holding’de iş hayatına başladım.
1999-2018 yılları arasında İTHİB’de yönetim kurulu üyeliği ve başkan yardımcılığı görevlerinde bulundum. TOBB’da “Konfeksiyon Sektörü Meclisi Başkanlığı” yaptım. 2008 ila 2018 arasında Euratex Avrupa Tekstil Federasyonu’nda Yönetim Kurulu Üyesi olarak ülkemizi temsil ettim. 2018’de gerçekleştirilen kongrede İTHİB Genel Kurulu tarafından 2018-2022 döneminin Yönetim Kurulu Başkanı olarak seçildim.
Aydın’da jeotermal, kâğıt ve gaz-beton sektörlerinde yatırımları olan Kipaş Holding ve Maren’in sahiplerindenim.
(Fenerbahçe Spor Kulübü ve 1907 Derneği üyeliği de bulunan ÖKSÜZ İngilizce ve Almanca bilmektedir.)
· Ahmet Gözen: İTHİB’in Başkanısınız. Bu Birlik ne yapar, Türk tekstiline faydaları nelerdir? Kuruluşunuzla ilgili kısa bilgi verir misiniz?
· Sn. Ahmet Öksüz: Koç Grubu, arazisi hariç, İstanbul’da bulunan BOZKURT MENSUCAT FABRİKASI’NI Grubumuza teklif etmişti. Biz Grup olarak imalat işinde yoktuk. Tahsilimi tamamlayıp Kahramanmaraş’a gelince tekstilin boya bölümünü kurdum. “Bozkurt Mensucat’ı alır mısınız” dediler. Ticarette bir laf vardır: BİR MALI ALMASAN BİLE, GİT BAK. Biz de gittik, Bozkurt Mensucat Fabrikası’nı satın aldık. Ben Kahramanmaraş’tan İstanbul’a geldim ve fabrikanın başına geçtim. Fabrikanın bir kısmını daha sonra Kahramanmaraş’a taşıdık.
2000’li yıllarda Kipaş, mensucat entegrasyonunu tamamladı. Sonra, çimento ve enerji yatırımlarına başladı. Ardından kot pantolon kumaşı üretimine girdik. KİPAŞ Mensucat, bu alanda Türkiye’nin en büyük firmasıdır.
İTHİB’le ilişkim, yukarıda özgeçmişimden bahsederken de değindiğim üzere, 1998’te başladı. Birliğimiz bir çatı kuruluştur, ihracatı 10 milyar dolardır. Bu rakama HAZIR GİYİMİ dahil etmiyorum. Halı ve diğer kalemleri eklediğimizde ihracatımız 30 milyar dolar civarında. Bunun 5 milyar dolarlık kısmını İTHİB tek başına yaptı.
· Ahmet Gözen: İTHİB’in Türkiye’ye ihracat ve diğer konularda katkıları neler?
· Sn. Ahmet Öksüz: Biz göreve geldiğimizde üniversitelerde tekstil mühendisliği bölümleri kapanmak üzereydi. Konuya hızlıca el atıp burslar vererek bu mühendislik dalını ayağa kaldırdık. Türkiye’de bizim gibi ON kuruluşun başkanıyla bir araya geldik. En büyük birlik olarak bu eğitim dalını destekledik. Daha önceleri %40 doluluk oranına ulaşabilen tekstil mühendisliği bölümleri %902’e çıktı. Halihazırda 440 tekstil mühendisi öğrencisi okutuyoruz. Kısa zaman önce İTÜ Tekstil Bölümü’nde okuttuğumuz çocuklar Dekan Hanımla birlikte beni ziyarete geldiler.
Fuar çalışmalarımız var. Tekstil sektörü sadece üretimde bir milyon istihdam sağlıyor. Bu kalemde birinci sıradayız. İhracat ve iç tüketimi de dâhil ederseniz, tüm birlikler olarak 80 milyar dolarlık üretim yapıyoruz.
Türk tekstil sektörü dünyada beşinci sırada. Türkiye’de hangi sektör bu sırada Ahmet Ağabey? Ama İstanbul’da fuarımız yok. Uluslararası fuarlara gidiyoruz, türlü zorluklar çıkarıyorlar. İTALYA hala, Türk tekstil ürünlerini MİLANO’DA yapılan fuarlara almıyor.
Biz 6 yıldır fuar düzenliyoruz. 5 salonda yapılan bu fuara 520 firma katıldı. Ayrıca her firmayı da almıyoruz. Seçici kurulumuz, Çin’den tekstil ürünü ithal eden firmaların fuara katılmalarına izin vermiyor. Sanayiciyi, üretimini nerede yaptığını titiz şekilde araştırdıktan sonra fuara dahil ediyoruz.
ÇÜNKÜ bu ülkede üretenler ve ihracat yapanların bir ayrıcalığı olmalı. Üç yıl boyunca düzenlediğimiz fuara dünyanın farklı yerlerinden önde gelen yöneticiler katılım sağladılar. “Türkler bunu nasıl beceriyorlar” diye bizleri takdir ettiler. Dünyanın en büyük fuarını yaptık. Çin’de gerçekleştirilenden sonra en fazla ziyaret edilen fuar olduk.
İTHİB olarak dünyanın dört bir yanındaki fuarlara katılıyoruz. Tek hedefimiz ülkemize hizmet etmek. Biz 30 milyar dolar ihracat yapıyoruz; bu çok önemli bir rakam Türkiye için. Perakendeyi de eklerseniz, bu sektör İKİ MİLYON insana iş sağlıyor.
· Ahmet Gözen: Tekstilin ana ham maddesi pamuk. Pamuk çiftçisi bu yılkı pamuk fiyatlarından hiç memnun değil. Bunun sebeplerini açıklar mısınız? Üretici pamuk üretiminden vazgeçerse Türk tekstili darboğaza girer mi, sonuçları ne olur?
· Sn. Ahmet Öksüz: Pamuk fiyatları dünya borsalarında belirleniyor ve arz-talebe göre oluşuyor. Son iki yıldır fiyatlar durgun. Türkiye’de üretilen pamuk bize yetmiyor. Tabii ki üretim devam etmeli, biz tekstil sektörü olarak net pamuk ithal ediyoruz.
Türkiye yaklaşık bir milyon ton pamuk ithal ediyor. Kalite bizim kalitenin çok altında. Bizim pamuk, özellikle Ege pamuğu RİNG iplik üretimi için önemli. DEVLETİMİZİN PAMUĞA DAHA ÇOK DESTEK VERMESİ GEREKİYOR. Maliyetler çok arttı, bu bağlamda çiftçimiz çok haklı. Pamukta, dünya piyasalarındaki düşüş nedeniyle böyle bir evreden geçiyoruz.
Fiyat önümüzdeki yıllarda artacaktır. Dünyada HAZIR GİYİMDE DOĞAL ELYAF PAMUĞA VE YÜNLÜ GİYSİLERE DÖNÜŞ VAR. Bizde bu eğilim oluşmadı. O nedenle desteklerimizi Türk çiftçisine yönlendiriyoruz.
Türk çiftçisi üretmezse daha çok pamuk ithal edeceğiz. Bu da döviz kaybı demek. Biz Kahramanmaraş’ta 10 bin dönümde pamuk üretiyoruz. Aydın’da ise tarım yapıyoruz. Benim İKİNCİ ŞEHRİM AYDIN. Ben de Aydınlıların hemşerisiyim. Burada ciddi yatırımlarımız var.
· Ahmet Gözen: Türkiye’nin tekstilde hedef pazarları hangi ülkeler? Mesela Rusya mı? Sn. Cavit Çağlar’ın, Rusya’ya tekstil ihracatında çok önemli katkıları olduğu söylenir. Bu konuda neler dersiniz?
· Sn. Ahmet Öksüz: Biz dünyanın beşinci büyük üreticisiyiz. Biz marka üretim yapıyoruz. Markalaşma atılımlarını artırmak lazım. Çünkü diğer türlü sürdürülebilir değil. Bu işten para kazanmanın yolu markalaşmak.
Firmalar Çin ve Hindistan’dan mal alıyor ve imalat yapıyorlar. Şu an maliyet açısından biz çok pahalı bir ülke haline geldik. Döviz bazlı maliyetlerimiz arttı. Sahi olduğumuz dövizi artıramazken enflasyon müthiş yükseldi. Bu da dünya pazarlarıyla rekabet etmemizi önlüyor. Şu anda çalışan da mutlu değil patron da. Patron uluslararası pazarlardan sipariş alamıyor. Çalışan geçinemiyor. Türkiye pahalı hale geldi.
Rusya Türkiye’nin çok önemli bir ticari partneri. Etrafımız ateş çemberiyken Allah’tan Rusya’yla siyasi ilişkilerimiz iyi. Avrupa firmaları Rusya’dan çekildi. Sn. Cavit Çağlar Rusya’yla ilişkilerde çok önemli bir faktör Kendisine Türk tekstilcileri olarak teşekkür ediyoruz.
· Ahmet Gözen: Aydın-Söke’de kurulu, 2 milyar dolarlık fabrikanız çok büyük bir yangın faciası atlattı. Bu bağlamda yeni tedbirler alıyor musunuz? Abiniz Sn. Hanefi Öksüz’le yangının olduğu gecenin sabahına kadar birlikteydik. Çok üzülmüştü. Bana “Ahmet Ağabey, bir daha böyle bir yangın çıkmaması için gerekli tedbirleri alacağım.” demişti. Siz bu konuda neler söylersiniz?
· Sn. Ahmet Öksüz: Çok acı oldu. Büyük maddi kayba uğradık. Çok şükür ki yangın fabrikaya sıçramadı. Ham maddenin tamamı yandı. Başta sizlere, Valimiz, Aydın Büyükşehir ve Söke Belediye Başkanlarımız, Kaymakamımız, itfaiyecilerimiz ve tüm Sökeliler ve Aydınlılara destekleri için teşekkür ediyoruz. Tedbirler bağlamında benzer fabrikalarda incelemeler yapıyoruz. Onların aldıkları tedbirleri harfiyen uygulayacağız. Yaz aylarında depoladığımız hammaddeyi yarıya indireceğiz.
· Ahmet Gözen: Aydın’da jeotermal yatırımlarına devam edecek misiniz? Yeni kuyular açacak mısınız? Devletin vermiş olduğu elektrik fiyatlarından memnun musunuz? Yıllık üretim miktarı ve Devletimize sağladığınız katkılardan bahseder misiniz?
· Sn. Ahmet Öksüz: Yatırımlara devam edip yeni kuyular açacağız. Ayrıca etmemiz de gerekiyor. Türkiye’nin cari açığının en temel sebebi enerji. Bölgenin hassasiyetini biliyoruz. Yeni yaptığımız tesisler sıfır karbon emisyonuyla çalışıyor. Bu bağlamda en güvenilir enerji kaynağı jeotermal.
Biz bu sahalar için ciddi paralar ödedik. Sırf Aydın-Merkez’deki sahalara (Kalfa Köy ve Merkez sahaları) 100 MİLYON DOLAR harcadık. Orası maliyetini hala çıkarmadı. İhalelere girerken bu kadar zorluk çekeceğimizi düşünmüyorduk. Her yerde önümüze bir dava çıkıyor. Bundan memleket kaybediyor Ahmet Ağabey. Biz buralarda sosyal yardımlar da yapıyoruz. Mesela, bu bölgeyi jeotermalle ısıtmak için Adnan Menderes Üniversitesi’yle görüşüyoruz. Burada santral kurarsak sözkonusu enerjiyi buradan vereceğiz. Bu tür adımları atmak istiyoruz.
Geçmiş yıllarda Aydın Büyükşehir Belediyesi’yle bu konu üzerinde çalışmaya başlamıştık. Belediyenin danışmanı, “150 ila 180 derece su istiyorum” dedi. Biz de “Kardeşim, kuyudan çıkan su sıcaklığı 150 ila 180 derece. Şehri ısıtmak için 80 derece yeter. Sen enerji mi üreteceksin?” diye mukabelede bulunduk ama adama anlatamadık. Ve iş yürümedi.
· Ahmet Gözen: Ben Kahramanmaraş Bölge Gazetesi’ne de köşe yazıları yazıyorum. Şehir maalesef depremden kalan yaralarını saramadı. Siz de bu dönemde bayağı sıkıntı çektiniz. Tesisleriniz tam faaliyete geçti mi? Depremle ilgili neler söyleyeceksiniz?
· Sn. Ahmet Öksüz: Ahmet Ağabey şehir eksi düzenini hala kazanamadı. Çoğu insan konteynerler ve geçici konutlarda yaşıyor. İnşaatlar çok hızlı devam ediyor ancak öyle birkaç senede toparlanacak gibi değil. Hükümet de uğraşıyor. Üç-beş senede toparlanma olmaz. İnsanlar Kahramanmaraş’ın sokak ve caddelerinde keyifle dolaşmıyor. Trabzon Caddesi yok oldu. Bir tane AVM var, insanlar üst üste. Kimsenin sosyal yaşamı kalmadı.
Şehrin batı yakasında bir proje yapacağız. Baraj gölü civarında bir yaşam merkezi inşa etmek istiyoruz. AVM değil, tam bir sosyal tesis olacak. Burada YEREL ticaret erbabı faaliyet gösterecek.
Depremde bizim yaptığımız okul yıkılmadı. Burası çok insan için barınma alanı oldu, 4 bin kişiye her öğün yemek çıkardık. Okulumuzun böyle bir işlev göreceğini hiç düşünmemiştik.
Kahramanmaraş’ta çalışan personelimizin %70’i şehre geri döndü. KİPAŞ tekstil üretime devam ediyor. Burada ilginç bir olay yaşandı; bize ödül verdiler. Bu vesileyle anlattım. Depremin ardından GIDA ihtiyacını ülkemiz çözdü. Ancak çadır yok. KİPAŞ Mensucat olarak BİR HAFTA SONRA ÇADIR BEZİ ÜRETMEYE BAŞLADIK VE KIZILAY’A VERDİK. Kızılay çadır üretip Kahramanmaraş ve diğer illere gönderdi.
(Değerli okuyucularım çadır bezi üreterek depremde barınma sorununu geçici olarak çözen Kipaş yöneticilerinden Allah razı olsun.)
· Ahmet Gözen: Türkiye ekonomik yönden çok zor günler geçiriyor. Ekonominin mevcut durumunda yatırıma devam edecek misiniz? Yeni yatırımlarınız var mı?
· Ahmet Öksüz: Ahmet Ağabey, biz yatırımcı bir Grubuz. Bizim yatırım dinamomuz SN. HANEFİ ÖKSÜZ’DÜR. Adana’da 2 milyar dolarlık bir selüloz yatırımı yapacağız. Burada üretimi ithalatla gerçekleştireceğiz. Le Cooper yatırımımız var. Aydın’da yeni Açılan AVM’de mağazamız faaliyete geçecek. Markalaşma hedefimiz var. 350 mağazamız çalışıyor.
Ekonomimiz zor bir dönemden geçiyor. Yüksek faiz büyük problem. İnsanlar para harcamıyor. Faizler düşmezse işimiz zor. Düşüş lazım.
(KONKORDATO KONUSU) Bu konuda benim bir önerim var. Şu anda zor durumda kalan çok firma bulunuyor. PİYASA ALACAKLARI KONKORDATO DIŞINDA, DEVLET VE BANKA ALACAKLARI KONKARDATODA KALSIN. Çünkü piyasa parasını alamayınca domino etkisi yapıyor ve bu sefer de alacaklı firmalar iflas ediyor. Benzer bir durumda bankalar ve devlet batmaz.
Şu an Türkiye çok pahalı bir ülke haline geldi. Bu devam ederse ülkemize turist gelmez, gelse bile alışveriş yapmaz ve dışarıda yemek yemez.
· Ahmet Gözen: Kipaş ve Maren olarak Aydın’da özellikle sosyal anlamda halka dokunan hiçbir hizmetiniz yok. Bu çerçevede Aydınlı sizden şikâyetçi. Kağıt fabrikasında Sökeli basın mensuplarının da katıldığı basın toplantısından haberdar mısınız? Bu toplantıda Söke basını tarafından size yönelik ağır eleştiriler oldu. Bu konuda ne diyeceksiniz?
· Ahmet Öksüz: Bizim şehre çok katkımız var. Sosyal sorumluluk sahibiyiz. Emniyete 200 ila 300 araba aldık. Germencik Adliye Binası’nın tadilatını yaptırdık. Şimdi ise yol inşa ediyoruz.
· Ahmet Gözen: Sökelilerin sizden net isteği, organize sanayideki NOVA Kavşağı’nı veya Söke Çimento Fabrikası’na gelmeden önceki SAZLIKÖY KAVŞAGI’NI yapmanız. Sökelilerin ricası üzerine buraları yapar mısınız?
· Ahmet Öksüz: Bu konuyu Hanefi Bey’le konuşalım o zaman. Menfi bir düşüncemiz olmaz, inşallah yaparız.
· Ahmet Gözen: Ahmet Bey kardeşim, siz Fenerbahçelisiniz. Fenerbahçe için neler söyleyeceksiniz? Fenerbahçe bu sene şampiyon olur mu? Ali Koç’u başarılı buluyor musunuz?
· Ahmet Öksüz: Ali Koç bizi şampiyon yapsın artık Ahmet Ağabey. Yani hepimizden çok o istiyordur. Şampiyonluğu özledik. Şans da bize gülmedi.
· Ahmet Gözen: Son sözlerinizi alabilir miyim? Röportaj için teşekkür ediyorum.
· Ahmet Öksüz: Ahmet Ağabey, sizinle sohbet her zaman keyifli. Röportaj öncesi aktardığınız tecrübeleriniz ve hatıralarınız bilgimizi artırıyor. Aydınlı hemşerilerime sizin vasıtanızla selamlarımı sunuyorum. Biz Aydın ve ülkemiz için üretmeye devam edeceğiz. Aydınpost ve size teşekkür ediyorum.
[article id=”5279″ color=”bg-primary”][/article]