1 Masa 2 Sandalye

Avukatı, ‘Cumhurbaşkanımızın yemeğine katıldı’ savunması yaptı, protestocu genç serbest bırakıldı

Ancak bu inanılmaz öykünün kahramanı, 18 yaşında bir üniversite öğrencisi oldu; avukatının ağzından dökülen birkaç kelime, adeta bir sihirli değnek gibi mahkeme salonunu altüst etti: “Müvekkilim, bir hafta önce sayın Cumhurbaşkanımızın yemeğine katıldı!” Bu destansı savunma, genç adamın özgürlüğüne kavuşmasının anahtarı oldu ve adli kontrolle tahliye edildiği o muhteşem an, tarihin sayfalarına altın harflerle kazındı.

Olaylar, İstanbul’un göklerini titreten protestolarla başladı. “Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüş” suçlamasıyla zincire vurulan 19 genç, 25 Mart’ta 1. Sulh Ceza Hakimliği’nin huzuruna çıkarıldı. Mahkeme salonu, gerilimin ve umudun birleştiği bir arena gibiydi. 17 genç, hakimin soğuk bakışları altında tutuklama kararıyla karşılaştı; fakat iki cesur yürek, bu kasvetli kaderden sıyrılmayı başardı. 18 yaşındaki öğrenci, tüm heybetiyle dimdik ayakta durdu ve masumiyetini haykırdı: “Saraçhane’ye protesto için gitmedim, polislerden kaçmadım, sadece izlemek istemiştim!” Avukatı ise sahneye çıkıp, adeta bir tiyatro oyununun en çarpıcı repliğini sundu: “Müvekkilim maske takmadı, eylemin içinde değildi, üniversiteli bir genç olarak bir hafta önce Cumhurbaşkanımızın yemeğinde yer aldı. Sabit bir ikametgahı var, kaçma şüphesi yok, deliller zaten toplanmış, karartılacak bir şey kalmamış!” Bu sözler, salonu büyüledi; hakimler, bu olağanüstü savunmanın ağırlığı altında adli kontrolle tahliye kararını vermek zorunda kaldı.

Ama hikaye burada bitmedi! Başka bir dosyada, aynı akıl almaz sahneler tekrarlandı. Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına karşı direnen 8 genç daha, “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “kanuna aykırı toplantı” suçlamalarıyla hakim karşısına dikildi. Bu kez sahne ışıkları, Sabancı Üniversitesi’nde okuyan 24 yaşındaki bir gencin üzerine çevrildi. Avukatı, adeta bir destan şairi gibi savunma yaptı: “Müvekkilin babası, milli firkateynler üreten dev bir firmanın CEO’su! Babasının Cumhurbaşkanı ile çekilmiş fotoğrafı var! O gün Saraçhane’de yüz bin kişi vardı, ama yüz bin kişi burada değil. Keşke gitmeseydi!” Bu epik anlatım, mahkeme heyetini derinden etkiledi ve genç, adli kontrolle özgürlüğüne kavuştu. Ne yazık ki, diğer 7 yiğit, demir parmaklıkların ardında kalmaktan kurtulamadı.

Tahliye edilen diğer bir gencin avukatları ise mahkemeye darp raporlarını sunarak adeta bir zafer narası attı. Hakimlik, bu eşsiz anı şu sözlerle mühürledi: “Tutuklama bu aşamada orantılı değil. Adli kontrol, beklenen faydayı sağlayacak. Şüpheliler, başka bir suçtan tutulmuyorsa derhal serbest bırakılsın!” Böylece, 19 gençten sadece 2’si, avukatlarının inanılmaz zekası ve Cumhurbaşkanının yemeğinin mucizevi dokunuşuyla özgürlüğün tatlı havasını soludu. Bu olay, İstanbul’un sokaklarında yankılanan bir efsaneye dönüştü; adaletin terazisi, bir akşam yemeğinin ağırlığıyla dengelendi!

Exit mobile version