Anayasa değil, iktidar değişmeli

AK Parti genel başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2002 yılından bugüne süren iktidarında, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası defalarca tartışma konusu oldu.!

Türkiye’nin Anayasası, askeri darbeler sonrası yeniden yazılmış ve son olarak 1980 darbesinin ardından 1982 yılında 177 madde olarak yeniden yazılarak güncellenmişti.

AK Parti’nin 23 yıllık iktidarı süresince Anayasa, Avrupa Birliği uyum yasaları, özgürlüklerin genişletilmesi ve en son olarak Cumhurbaşkanlığı hükümet sitemine geçiş için 6 kez değişiklik yapılarak 134 maddesi değiştiği unutulmamalıdır. 

Ancak her Anayasa değişikliği gündeme geldiğinde, tartışmaların odak noktasında Anayasa’nın ilk 4 maddesi yer aldı. 

Bugün de bu maddeler yine tartışma konusu olmaya devam etmektedir.

İktidar ve çevrelerince ortaya atılan “Türkiyeli” sözü Anayasa da kurucu unsurun “Türk Milleti” ifadesinden rahatsız duyanlar ile Devletin resmi dili Türkçe olmasından duydukları rahatsızlıktan dolayı bu maddeleri değiştirme arzusu beslemektedirler.

ANAYASA’NIN İLK DÖRT MADDESİ NEDİR?

Madde 1: Türkiye Devleti bir cumhuriyettir.

Madde 2: Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.

Madde 3: Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı “İstiklal Marşı”, başkenti Ankara’dır.

Madde 4: Anayasa’nın 1. maddesindeki Cumhuriyet hükmü, 2. maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3. maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.

AK Parti iktidarının Anayasa’nın ilk 4 maddesi üzerinde zaman zaman yaptığı değişiklik talepleri, toplumun sağduyusu ve refleksi sayesinde engellenmiştir. Bazı kesimlerin ısrarlı taleplerine rağmen, ilk dört madde değiştirilememiş ve değiştirilmesi teklif edilememiştir.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, Anayasa’nın ilk 4 maddesinin değiştirilmesine asla izin vermez.!

Bu maddeler, Layik Türkiye Cumhuriyet’in temel değerleridir ve Türk milleti, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’e sahip çıkma konusunda her türlü mücadeleyi vermekte kararlıdır.

Gerçek tehlike, 23 yıldır süren AK Parti iktidarının ülkeyi getirdiği sosyal, ekonomik, kültürel ve demokratik, hukuksal yozlaşmadır. 

Suriyeli sığınmacılar ile kaçak göçmenlerin varlığı ülkemizin demografik yapısı için büyük bir tehlike ortaya koyduğu halde bu konuda hiç bir tedbir alınmaması Türkiye Cumhuriyeti devletinin birliği, bütünlüğü açısından risktir.

Emekliler artık sokağa çıkmaya korkar hale gelmiştir. 

Önümüzdeki bir yıl içinde erken seçim talepleri her kesimde yüksek sesle gündeme getirilecek.

İktidara olan erken seçim baskısı toplumunun en güçlü talebi olarak ortaya çıkacaktır.

İktidar bu gerçeği biliyor ama he şeyde olduğu gibi bilmiyormuş gibi davranıyor. 

Ev kiraları, elektrik, doğalgaz ve su faturaları karşılanamaz seviyelere ulaşmıştır. Gençler ise evlenmek bir yana, düğün, ev eşyası ve kira masraflarını karşılayacak asgari ücreti dahi bulmakta zorlanıyorlar.

AK Parti, “dindar bir nesil” yetiştirmek iddiasıyla yola çıktı, ancak ortaya çıkan nesil, bu ideallerden oldukça uzakta.

Gençlerimiz arasında Dini, milli ve ahlâkî değerlerimize olan ilgi her geçen gün azalıyor. 
Deist ve ateist inanca olan yönelme çoğalıyor.

Her zaman olduğu gibi, takdir okuyucularındır.

[article id=”5236″ color=”bg-primary”][/article]