Yargıtay, bayramda eşini bırakıp tatile giden erkeği ağır kusurlu saydı ve ‘boşanma sebebidir’ dedi.

Türkiye’nin aile hukukunda çalkantılı gündeme yol açan bir karar, evlilik kurumuna ilişkin tartışmaları yeniden alevlendirdi. Yargıtay, bayram tatilinde eşini evde bırakarak tatile gitmeyi tercih eden erkeğin, evlilik sorumluluklarını ihmal ettiğini belirterek bu davranışı “ağır kusur” olarak nitelendirdi. Mahkemenin kararı, boşanma davası açan eş için haklı gerekçe oluştururken, toplumsal ve hukuki çevrelerde geniş yankı uyandırdı.

Olayın Gündemi ve Gelişmeler

Bayram döneminin coşkusunun dorukta yaşandığı günlerde, evlilik kurumunun temel değerlerinden biri olan aile bütünlüğüne gölge düşüren olay yaşandı. Söz konusu davada, evli olan bir erkek, bayram tatilinde eşini evde yalnız bırakarak, sorumsuzca tatile gitmek suretiyle evlilik bağlarını ihmal ettiği iddia edildi. Mahkemenin dosyasına konu olan olay, evlilik içindeki karşılıklı sorumlulukların önemini bir kez daha gözler önüne serdi.

Davada, eş tarafından sunulan deliller arasında; erkeğin tatile gidiş tarihleri, eşin yaşadığı yalnızlık ve evlilik içindeki görev dağılımındaki dengesizlikler yer aldı. Evlilik birliğinin temel dayanağı olan karşılıklı fedakârlık ve sorumluluğun ihmal edilmesi, davanın seyrini belirleyici unsurlar arasında gösterildi.

Yargıtay’ın Kararı ve Gerekçeleri

Yargıtay, olayla ilgili incelemeler sonucu erkeğin davranışını “ağır kusur” olarak değerlendirdi. Mahkemenin gerekçesinde, evlilik birliğinin yalnızca duygusal bağdan ibaret olmadığı, aynı zamanda ortak yaşamın getirdiği sorumluluk ve görevlerin paylaşımını da içerdiği vurgulandı.

Yargıtay, “Bayram gibi milli ve manevi değerlerin yoğun yaşandığı günlerde, evliliğin ve aile bütünlüğünün korunması gerektiği hususunun altını çizmektedir. Taraflardan birinin, evlilik birliğinin gerektirdiği karşılıklı sorumlulukları tamamen ihmal etmesi, evlilik kurumuna zarar verici nitelikte olup, bu durum boşanma sebebi oluşturur” ifadelerine yer verdi. Kararda, eşlerin evlilik sürecinde karşılıklı anlayış ve fedakârlık içinde olmalarının önemine dikkat çekilirken, benzer olayların gelecekte de benzer hukuki sonuçlar doğurabileceği uyarısı yapıldı.

Aile Hukukunda Yeni Bir Dönem mi Başlıyor?

Bu karar, aile hukukunda evlilik sorumluluklarına ilişkin tartışmaları yeniden alevlendirdi. Hukuk uzmanları, evlilikte görev ve sorumlulukların yerine getirilmesinin, çiftlerin birbirlerine karşı olan borçlarını yerine getirmeleri açısından temel bir unsur olduğunu belirtiyor.

Uzmanlar, “Evlilik sadece duygusal bağlılık değil; aynı zamanda sosyal ve hukuki bir sözleşmedir. Taraflardan birinin evlilik birliğini ihmal etmesi, eşin manevi ve ekonomik zarar görmesine sebep olabileceğinden, mahkemelerin bu tür davranışlara karşı hassas davranması kaçınılmazdır” şeklinde değerlendirmelerde bulunuyor.

Toplumsal ve Hukuki Yansımalar

Kararın açıklanmasının ardından sosyal medyada ve kamuoyunda geniş yankı uyandı. Bazı çevreler, erkeğin tatil tercihini özgür iradesi kapsamında değerlendirirken, diğer kesimler evlilik sorumluluklarına gereken önemin verilmesi gerektiğini savundu.

Hukuk camiasında ise Yargıtay’ın kararı, evlilikte görev paylaşımının ve karşılıklı sorumluluğun altını çizen bir örnek olarak değerlendiriliyor. Özellikle boşanma davalarıyla ilgilenen hukukçular, benzer davranışların gelecekte de evlilik birliğinin temelden sarsılmasına neden olabileceğini belirterek, evlilik sözleşmesinin ihlaline karşı daha sıkı önlemlerin alınması gerektiğini ifade etti.

Uzman Görüşleri ve Eleştiriler

Aile hukuku alanında çalışan uzmanlar, Yargıtay’ın bu sert tutumunu destekler nitelikte açıklamalarda bulundu. “Evlilik, karşılıklı fedakârlık ve sorumluluk gerektiren bir kurumdur. Bayram gibi önemli günlerde eşini evde yalnız bırakıp keyfi bir tatil tercihi yapmak, evlilik ahlakına aykırıdır” diyen hukukçular, bu tür davranışların aile yapısına zarar verdiğini vurguladı.

Öte yandan, bazı eleştirmenler, kişisel özgürlükler ile evlilik içindeki sorumluluklar arasındaki çizginin daha dikkatli belirlenmesi gerektiğini savundu. Ancak, Yargıtay’ın kararında evlilik birliğinin korunmasının her şeyden üstün tutulması gerektiği mesajı veriliyor.