Amasya, 6 Farklı Fay Hattının Etkisinde
AFAD tarafından hazırlanan İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) raporuna göre Amasya, Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ) başta olmak üzere toplam altı farklı aktif fay hattının etkisi altında bulunuyor. Bu faylar arasında Esençay-Merzifon Fayı, Ezinepazarı-Sungurlu Fayı, Turhal Fayı, Almus Fayı ve Çorum-Salhançayı Fayı da yer alıyor.
Söz konusu faylardan özellikle ilk dört tanesi, Amasya il sınırları içerisinde uzanıyor. Bu da kenti, deprem açısından ciddi tehdit altında olan bölgeler arasında konumlandırıyor.
Geçmişte Büyük Depremler Yaşandı
Amasya ve çevresi, tarihsel ve aletsel kayıtların da doğruladığı üzere çok sayıda yıkıcı depreme sahne oldu. Bunlardan en yıkıcısı, 20 Aralık 1942 tarihinde Niksar-Erbaa segmentinde meydana gelen 7.1 büyüklüğündeki depremdi. Bu sarsıntı 3.000 kişinin hayatını kaybetmesine, 32.000 yapının ise yıkılmasına neden oldu.
Bu felaketi yalnızca bir yıl sonra, 26 Kasım 1943’te Ladik-Tosya segmentinde meydana gelen 7.3 büyüklüğündeki deprem izledi. Bu sarsıntı da yaklaşık 2.824 can kaybına yol açtı. Aynı dönemde 1910’da gerçekleşen 6.1 büyüklüğündeki Osmancık Depremi ve 1942’deki 5.9 büyüklüğündeki bir diğer deprem de bölgedeki yapıların zarar görmesine ve can kayıplarına neden oldu.
Çorum-Salhançayı Fayı da Tehdit Oluşturuyor
Amasya’nın komşu illerinden Çorum sınırlarında bulunan Salhançayı Fayı, 1996 yılında kısa aralıklarla 5.4, 4.1 ve 5.2 büyüklüğünde üç ayrı deprem üretti. Bu süreçte, sadece iki ay içinde 900’e yakın artçı deprem kayıtlara geçti. Bunlar arasında 20’den fazlası, 5.3 ile 4.0 büyüklüğü arasında değişen artçı şoklardı. Bu hareketlilik, bölgenin sismik aktivitesinin ne denli canlı olduğunu gözler önüne serdi.
Asıl Gerçek En Sonda Gizli
Bugün Amasya’da yaşanan 4.6 büyüklüğündeki deprem, her ne kadar hafif hissedilmiş olsa da aslında çok daha büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bölge, tarih boyunca yıkıcı depremler üretmiş aktif fay hatlarının tam ortasında yer alıyor. Uzmanlar, yapı stoku ve kent planlamasında bu gerçeğin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgularken, Amasya’nın sismik geçmişi, gelecekte olası bir büyük deprem riskine karşı acil hazırlık yapılması gerektiğini açıkça ortaya koyuyor.